2010sbs sinavi hakkinda okullar ne zaman açılıp kapanacak sınav zor olacakmı sbs sınavı 2010 da kaçıncı ayda olacak?
  Başarıyı Artırma Yolları
 

İstemeden Hiçbir Şey Olmaz

Her öğrenci başarılı olmak için can atmaktadır. Ama sadece bu özlem başarı için yeterli olamaz. İçimizde yeni şeyler öğrenme heyecanı yoksa kitapların yüzüne bile bakmak istemeyiz. Öğrenme psikolojisinin en önemli kuralı istek duymaktır. İnsan ancak istediği şeyi öğrenir ve isterse bir şeyi mutlaka öğrenir. Öğrenme isteği olmadan hiç bir şeyi öğrenmek mümkün değildir.

Öğrencilere kendilerini doğru tanıma fırsatı verilmeli ve onlar yetenekleri, ilgileri, istekleri doğrultusunda öğrenmeye hazır olmalıdır. Çünkü öğrenmeyi etkileyen en önemli etmen öğrenmeye istekli ve hazır olmaktır. Böylece başarılı olmanın anahtarı da yaptığımız işleri, ders çalışmayı ve sınav hazırlıklarını isteyerek yapmaktır.

Bazı öğrenciler, istekli ve yetenekli oldukları halde, başarılı olamamaktadır. “Çok çalışıyorum ama başarılı olamıyorum.” diye yakınanlar çoktur.Bunlar, başarının sadece çok çalışılarak ya da çalışıyor görünerek elde edileceğini sanıyorlar.

Çok çalışmak önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Başarıyı getiren şey, çok çalışmanın yanında verimli de çalışmaktır. Eğer öğrenci kendini tam olarak tanımıyorsa, doğru çalışma yöntemlerini ve ders çalışma alışkanlıklarını kazanamamışsa, bu teknikleri bilmiyorsa başarıyı yakalamakta zorlanacaktır.

Her Öğrencinin Özellikleri Farklıdır

Elbette her öğrencinin farklı özellikleri, farklı alışkanlıkları ve yetenekleri vardır. Bu durumda herkese göre değişen farklı çalışma yöntemleri olacaktır. Başarıya ulaşmanın bir tek yolu ve formülü ne yazık ki yok. Önemli olan öğrenciyi tanımak ve ona uygun bir çalışma yolu önermektir.

Burada bir başka gerçeğin daha altını çizmek gerekiyor: Doğru çalışma alışkanlıkları ve becerileri öğrenciye ne kadar erken yaşlarda kazandırılırsa başarının yolu da o ölçüde erken ve kolaylıkla açılacaktır. Düzenli ders çalışma alışkanlıkları erken yaşlarda kazanılmamışsa öğrencinin yüz binlerce öğrenciyle yarışacağı bir sınavda başarı göstermesi oldukça zordur.

Öyleyse başarının kısa vadeli bir formülü yok. Uzun zamanda kazanılacak bir alışkanlığı ve beceriyi kimseye kısa bir zamanda kazandıramazsınız. Öğrencilerimizin çoğu başarılı olmayı çok istedikleri halde önceden kazanılan olumsuz alışkanlıklarından kolay kurtulamadıkları için düzenli çalışmaya bir türlü alışamamaktadırlar. Bir bakıma gelişmenin önündeki en büyük engel, öğrencideki önceden gelen yerleşik alışkanlıklardır.

Bu durumda başarıyı artırmanın en kısa yolu, onu bu alışkanlıklarından kurtarıp yeni ve olumlu alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olmaktır. Bunun için aileye daha büyük görev düşmektedir. Çünkü bu alışkanlıklar geçmişte kazanılmıştır. Bunları değiştirmek için de ailenin desteğine ihtiyaç vardır.

Çocuğu etkileyebilmek için öncelikle çocukla aramızdaki bağları zayıflatacak davranışlardan uzak durmak ve ona mesajlarımızı ulaştırabilmek için aramızdaki köprüleri atmamamız gerekiyor. Ailenin bu desteği yanında, aile içindeki huzur ve güven ortamının da çocuğun başarısında çok önemli bir etmen olduğunu unutmamalıyız. Sevgi ortamı, güven ortamıdır. Çocuk ancak bu güveni hissederse çalışma isteği duyabilir.

Birçok ana baba, çocuklarının başarıları üzerindeki etkilerinin tam olarak farkında değil. Oysa ailenin çocuk üzerindeki etkisi sandığımızdan daha da fazladır. Böyle olması şaşırtıcı bir şey de değildir. Çünkü çocuk, zamanının çok büyük bir bölümünü ailesiyle birlikte ya da evinde geçirmektedir. Kişilik özelliklerini, karakterini, alışkanlıklarını hep evde kazanmaktadır.

Hepimiz, çocuklarımıza olumlu ya da olumsuz davranışlar kazandırmada etkili olduğumuzu bilmek zorundayız. Bazen günlük yaşamın yükleri çocuklarımızla yeteri kadar ilgilenmemizi engeller. İstesek de onlara fazla zaman ayıramadığımızı biliyoruz. Ancak unutmamak gerekir ki çocuklarımızın temel alışkanlıkları, kişiliği, davranışları daha çok ailenin yanında biçimleniyor.

Okul ve eğitim kurumları onun üzerinde çalışmak ve bir şeyler eklemek durumundadır. Elbette okulun da çocuğa kazandıracağı beceriler yeni davranışlar vardır aa asıl belirleyici olan okula gelmeden önceki dönemde kazanılan alışkanlıklar ve davranışlardır.

Öğrenmeye hazır ve istekli olmak, başarının en belirleyici koşuludur. Bunu sağlamak için ev ortamının da önemli olduğunu, çalışmak için elverişli bir ortamın hazırlanması gerektiğini unutmayalım. Huzurlu bir ev ortamında yaşayan çocuğun sorumluluklarını yerine getirerek derslerine hevesle çalışacağını söylemeye gerek var mı?

Eğitimciler, huzurlu bir ev yaşamının yanında çocuk için elverişli bir çalışma ortamının da önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Ana-baba sürekli kavga ediyorsa ev içinde uyumlu bir birliktelik yoksa çocuk ders çalışmak konusunda yeterince istekli olmayacaktır. Çocuk için mümkünse ayrı bir çalışma odası ayrılması gerekir. Aynı odada çalışmak zorunluluğu varsa, yüksek sesle konuşmalar, radyo ve televizyon gibi sesler çocuğun dikkatini azaltacaktır. Yine sık sık misafir kabul edilen evlerde çocuk derslerine çok fazla konsantre olamayacaktır. Bu olumsuzlukların yaşandığı evlerde eğer çocuk derslerinde başarı gösteremiyorsa bunun sebebini anne ve baba, biraz da kendisinde aramalıdır.

Çocukları sadece ders çalışmaları gereken başka bir sosyal haklara sahip olmayan kürek mahkumları gibi de görmemek gerekiyor. Çoğu zaman onlara sadece “Çalış!” demekten başka bir şey istemediğimizin farkında mıyız? Elbette hiç çalışmayan çocukları uyarmak, onları yönlendirmek görevimizdir. Ancak sürekli ders çalışması yönünde baskı yapmak da tutarlı bir davranış biçimi değildir.

Çocuklara emirle ders çalıştıramazsınız. Zaten sadece bu yolla yapılan çalışmadan verim almak da zordur. Çocuğa durmadan komutlar vererek, ders çalışmasını istemek bir süre sonra onu bıktıracaktır. Baskı görmesini tepkiyle karşılayacak ve onu derslerinden soğutacaktır.

Bunun yerine, çalışma isteği duymayan çocuğu öncelikle anlamaya çalışmalıyız. Elbette bu isteksizliğin nedenlerini bulmak zorundayız. “Canım işte her şeyini hazırladık. Odası var, her istediğini yerine getiriyoruz, yeteri kadar harçlık da veriyoruz. Daha ne istiyor, derslerine çalışsın.” diyerek işin içinden çıkamayız.

Dershaneye gelen bir çok öğrenci velisinin çocukların evde düzenli çalışmadığından yakındığına tanık oldum. “Biz çocuklara çalışma alışkanlığı mı öğretelim yoksa derslerdeki konuları mı öğretelim?” diye takılmıştım. Şaka bir yana, özellikle sınava hazırlanma döneminde öğrencilerin çalışma becerileri daha çok gelişmiş olursa onlara vereceğimiz desteğin boyutu gerçekten çok daha farklı olacaktır. Öğrenci çalışmaya yatkın ve hazır olmadan ona yeni bilgiler öğretmenin ne kadar zor olduğunu anlatmak için bu örneği verdim. Elbette onların bu davranışları kazanmaları konusunda işbirliği yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.

Başarmak için önce inanmak, sonra da başarıya götürecek disiplinli bir çalışma düzenine ve uygun aile ortamına sahip olmak gerekiyor.

Öğrencinin kendi özgüvenini kazanması, bilinçli bir çalışma programı uygulaması başarıyı getirecektir. Kendine güvenmeyen bir çocuğun başarma isteği duyması zor. Başarma isteği duymak, başarılı olmanın getireceği sonuçları önceden hissetmek çalışma heyecanı verebilir. Öncelikle yapabileceği, başarabileceği işleri yaptırmak, sevdiği dersleri, konuları öne çıkarmak onun cesaretini artırabilir.

Ayrıca çalışma alışkanlıklarındaki düzensizlikleri, öğrenme konusundaki yanlışlıkları düzeltmek çocuğun zaman kaybını önleyecektir. Kalıcı öğrenme, sık tekrar gerektirir. Ayrıca her dersin ayrı özellikler gösterdiğini de unutmamak gerekiyor. Hem her çocuğa göre hem de her derse göre çalışma yöntemleri olabilir. Onu yalnız bırakmamak kendine uyan yolu bulmasına destek olmak gerekebilir. Öğrendiklerimizi tekrarlayarak öğrenmeyi pekiştirme, ezberleme yerine öğrenmeyi tercih etme, çok önemlidir.

Deneyimler şunu gösteriyor. Başarıyı yakalamak o kadar zor değildir ama onun ön koşullarının önceden iyi hazırlanması da zorunludur. Çoğu zaman çok zeki olanların değil ama düzenli ve doğru yöntemle çalışanların sınavlarda daha başarılı olduğunu unutmayalım.

 
  Bugün 11 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol